Lut Gölü’nün Ürdün kıyılarında bulunduğu sanılan ve bilimsel inceleme altına alınan yaklaşık bir metre boyundaki taş yazıt
Hıristiyanlığı sarsabilir.
Uzmanlar
yazı karakterlerinin Hz. İsa’nın doğumundan önceki yüzyıla işaret ettiğini doğruladı. Kimyasal analizden de benzer bir sonuç çıktı.
Kırık taştan yapılan çeviri doğruysa
2100 yıl öncesinin Yahudi toplumunda da Hz. İsa’nın çizdiği Mesih portresine yakın bir kurtarıcının beklendiği
yani Hıristiyan teolojisinin vaaz ettiğinin aksine "acı çeken Mesih" kavramının Hz. İsa ile birlikte başlamadığı kanıtlanabilir.
New York Times
"Mesihle ilgili ifadeler gerçekten taşın üstünde yer alıyorsa
Hz. İsa konusunda son dönemde hem kamuoyunda
hem de akademisyenler arasında yeniden şekillenen görüşlere katkı yapılmış olacak. Çünkü İsa’nın ölümü ve dirilişiyle ilgili hikayenin orijinal olmadığı
o dönemin Yahudi geleneğinin bir parçası olduğu ortaya çıkacak" yorumunu yaptı.
İbrani Üniversitesi profesörlerinden Yehezkel Kaufman da
"Üç gün sonra diriliş motifi
akademik literatürün neredeyse tamamına aykırı bir biçimde
Hz. İsa’dan önce geliştirilmiş bir kavram haline geliyor. Yani Hz. İsa ve havarileri
daha önce var olan bir mesih öyküsündekileri hayatlarına uyarlamakla kalmışlar" dedi.
Hıristiyanlar şoke olacak
California Üniversitesi’nde Tevrat kültürü profesörü olan Daniel Boyarin
"Bazı Hıristiyanlar bunu şoke edici bulacak
kendi ilahiyatlarının benzersizliğine bir meydan okuma olarak görecekler" dedi.
Yaklaşık 10 yıl önce bulunan tablet
Ürdünlü bir antikacının eline geçti. Tableti son olarak İsviçre’de yaşayan İsrail vatandaşı bir koleksiyoner satın aldı. Birkaç yıl önce tableti inceleyen ve önemini keşfeden İsrailli akademisyen Arda Yardeni
geçen yıl bu konuda bir makale yayımladı. Yardeni
ilk tepkisinin
"Taşa yazılmış Kumran metinleri bulmuşsun" şeklinde olduğunu söylüyor.
60 yıl önce yine Lut Gölü yakınında bir mağarada bulunan parşömen tomarlarına yazılı Kumran Metinleri
bugün hala tartışılıyor. Hz. İsa dönemindeki bir Yahudi mezhebi olan Essenilerin inançlarını Tevrat’a yakın bir dille anlatan Kumran Metinleri ile ilgili bir konferans
dün Kudüs’teki İsrail Müzesi’nde yapıldı. Kumran Metinleri ile yaşıt olduğu sanılan tablet de
bilimadamları ve ilahiyatçılar tarafından masaya yatırıldı. Gelecek birkaç ay içinde tablet hakkında birçok yeni bilimsel makale yayımlanacak ve "Cebrail Vahyi" ile ilgili tartışma büyüyecek.
Diriliş miti İsa’dan eski mi
Lut Gölü kıyısında bulunan taş bir tablet
dinler tarihini değiştirebilir. Hz. İsa’nın doğumundan yüz yıl kadar önce yazıldığı sanılan tablette
Cebrail’in ağzından
"öldükten üç gün sonra dirilecek bir mesih"ten bahsediliyor. İbranice 87 satırın yer aldığı tablette kırıklar olduğu için tercüme tartışmalı.
Hıristiyan ilahiyat çevrelerini karıştıran tablet ile ilgili ilk çeviriler doğruysa
Hz. İsa’nın ölümü ve yeniden dirilişiyle ilgili öykünün orijinal olmadığı
doğumundan önce de Yahudi çevrelerinde anlatıldığı kesinleşecek. Böylece İncil’in yeniden yorumlanması gerekecek.
Son akşam yemeğinin anlamı başka
Tablet
Son Akşam Yemeği’ne de yeni bir boyut getiriyor. İsrailli Prof. İsrael Knohl şöyle açıklıyor: "İncil’de Hz. İsa ölümünden önce çekeceği acılara dair birçok öngörüde bulunur. İlahiyatçılar bunların İncil’e sonradan eklenmiş olabileceğini
çünkü Hz. İsa’nın zamanında ’acı çeken Mesih’ kavramının olmadığını söylüyorlardı. Oysa bu tablet bunun varlığını kanıtlıyor. Hz. İsa’nın misyonu
Romalılar tarafından idama çarptırılarak
kavminin gelecekte alacağı intikama zemin hazırlamaktı. Bu yüzden son akşam yemeğinin anlamı da tamamen farklıydı. Orada kendi kanını feda etmesi başkalarının günahları için değil
İsrail’in kurtuluşunu sağlamak içindi."
Kırık tablette ne yazıyor
İSRAİLLİ bilimadamlarının "Cebrail Vahyi" adını verdiği tabletteki 87 satır kazınarak değil
mürekkeple yazılmış. Bu nedenle silinmiş yerler ve taşın kırılmasından dolayı ancak tahmin edilerek okunabilen bölümler var. Metnin çoğunda
Cebrail’in ağzından bir kıyamet günü tasviri yapılıyor.
Uzmanlar özellikle 80. satır üstünde duruyorlar. Bu satırın "Lışloşet yevmin" (Üç gün içinde) ifadesiyle başladığı kesin ama sonrasını okumak güç. Bunu başaran
Kudüs’teki İbrani Üniversitesi’nin Kitab-ı Mukaddes araştırmaları bölümünden profesör İsrael Knohl oldu. Knohl’un yorumu
birçok bilimadamı tarafından da kabul ediliyor. Buna göre
cümlenin devamında "hayeh" (hayat) sözcüğü geçiyor. Cümle tamamlandığında
"Ben
Cebrail
sana emrediyorum ki
üç gün içinde yeniden hayata döneceksin" ifadesi oluşuyor. Bir sonraki cümlede
Cebrail’in hitap ettiği kişinin
"prensler prensi" olduğu görülüyor. Bu ifade
Tevrat’ta da geçiyor. Bununla Yahudilerin lideri olan ve üç gün içinde yeniden dirilecek biri kastediliyor. Knohl
bu kişinin
Hz. İsa’nın doğduğu gün ölen "zalim" Yahudi kralı Herod’un ordusunda bulunan Simon adlı bir komutan olduğunu savunuyor. Buna göre metni de Simon taraftarlarından biri yazmış olabilir.